Backlink alışverişleri, projelerinin üstüne titreyen insanoğlu için oldukça sancılı süreçler olabiliyor. Bütçemizi doğru kullanmalıyız ve hangi adresten aldığımız bağlantılar o noktada daha fazlaca işimize yarayacak oldukça mühim. İşte bu alışverişlerde parıldamasıyla göze çarpan kişisel bloglar üstüne konuşacak birkaç kelamımız var.
Ayrıca yanlış anlaşılmasın, normal olarak ki ulusal haber siteleri, kurumsallaşmış ve birer marka haline gelmiş siteler kişisel blogların tamamına nazaran daha yüksek trafik alabiliyorlar. Sadece esasen bu sitelerin parlamasına vesile olan şey de aldıkları trafik değil. Bu sitelerin, diğerlerine nazaran fazlaca daha elverişli olmaları. Şahsen, karşılaştırma yaptığımda backlink almayı tercih ettiğim web siteleri de çoğu zaman bu türde siteler oluyor. Bundan dolayı de sebeplerimi açıklayarak siz okurlarımıza da destek olabileceğimi düşünüyorum.
İster ulusal olsun, ister niş kategorilere hususi olsun, isterseniz de mahalli siteleri ele alalım… Haber siteleri, arada maddi bir ilişki olmadıkça, bir başka siteye bağlantı vermezler. Bu da normal olarak Google şeklinde arama motorları tarafınca da malum bir durumdur. Dolayısıyla naturel bir övgü ya bahsetmeden ziyade, bir pazarlama emek harcaması yürütülmüş olduğu direkt doğruya bilinmektedir. Geniş bir algoritma yazıyor olsanız, bu hamlenin pozitif parametrelerle beraber, negatif olanları da harekete geçirmesini sürece yedirirdiniz değil mi? Eeh, arama motorları da bundan değişik bir şey yapmıyor esasen.
Site şahsın kendisine ilişkin olduğunda içerikteki davranış biçimleri de aniden değişiyor. İstediği siteye, istediği şeklinde övgüler yağdırabiliyor ve hakkı olan bölgelere hakkı olan bağlantıları yönlendirmekten asla çekinmiyor. Bu normal olarak her kişisel blog sahibi için geçerli değil, sadece siteleri bir tür olarak ele aldığımızda bu davranış tutumunun öne çıktığını görebiliriz. Kişisel bloglar bu yüzden naturel bağlantı oluşumlarına oldukça elverişli alanlar. Bu da bizi bir sonuca yönlendiriyor. Buralardan verilen bağlantılar, arama motorlarının gözünde direkt birer pazarlama emek harcaması olmayabildiği için en baştan birkaç adım önde başlıyorlar ve katkıları da daha büyük oluyor.
Elbet burada bağlantı çöplüğüne dönüşmüş olmak diye bir gerçek var. Eh bunu gözlemlemek de potansiyel müşteriler olan sizlere kalmış durumda. İçeriğin, reklamlara olan oranlarını ölçebilirsiniz ki bu sitelerde banner reklamlar da görmeye alışık olduğumuz reklam türleri. İçeriğin reklama olan oranı onda bir oranını aşmadıkça bir mesele olamayacağını düşünebiliriz. Eğer her tarafı reklam doluysa ve son aylarda reklamın içeriğe oranı yarı yarıya diyebileceğimiz bir duruma geldiyse koşarak kaçabiliriz.
Burada bir öteki eleştiri nokta da normal olarak sitelerin içerik türlerinin, bağlantı verdikleri siteye kategorik yakınlığı olacaktır. Eğer ses ve müzik sistemleri üstüne bir siteye backlink almak istiyorsanız, bir odyofil bulup, onun sitesinden emek harcama yapmanızda büyük yarar vardır.
Kişisel blog sitelerinin bu avantajları, bununla birlikte kişisel blog sitesi açmak için sizi teşvik edebilir efendim. Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bekliyoruz.
Ayrıca yanlış anlaşılmasın, normal olarak ki ulusal haber siteleri, kurumsallaşmış ve birer marka haline gelmiş siteler kişisel blogların tamamına nazaran daha yüksek trafik alabiliyorlar. Sadece esasen bu sitelerin parlamasına vesile olan şey de aldıkları trafik değil. Bu sitelerin, diğerlerine nazaran fazlaca daha elverişli olmaları. Şahsen, karşılaştırma yaptığımda backlink almayı tercih ettiğim web siteleri de çoğu zaman bu türde siteler oluyor. Bundan dolayı de sebeplerimi açıklayarak siz okurlarımıza da destek olabileceğimi düşünüyorum.
‘Parıltı’ Deposu, Diğerlerinin Karanlığı
İster ulusal olsun, ister niş kategorilere hususi olsun, isterseniz de mahalli siteleri ele alalım… Haber siteleri, arada maddi bir ilişki olmadıkça, bir başka siteye bağlantı vermezler. Bu da normal olarak Google şeklinde arama motorları tarafınca da malum bir durumdur. Dolayısıyla naturel bir övgü ya bahsetmeden ziyade, bir pazarlama emek harcaması yürütülmüş olduğu direkt doğruya bilinmektedir. Geniş bir algoritma yazıyor olsanız, bu hamlenin pozitif parametrelerle beraber, negatif olanları da harekete geçirmesini sürece yedirirdiniz değil mi? Eeh, arama motorları da bundan değişik bir şey yapmıyor esasen.
Kişisel Blog Sitelerindeyse Durum Bundan Oldukça Başka
Site şahsın kendisine ilişkin olduğunda içerikteki davranış biçimleri de aniden değişiyor. İstediği siteye, istediği şeklinde övgüler yağdırabiliyor ve hakkı olan bölgelere hakkı olan bağlantıları yönlendirmekten asla çekinmiyor. Bu normal olarak her kişisel blog sahibi için geçerli değil, sadece siteleri bir tür olarak ele aldığımızda bu davranış tutumunun öne çıktığını görebiliriz. Kişisel bloglar bu yüzden naturel bağlantı oluşumlarına oldukça elverişli alanlar. Bu da bizi bir sonuca yönlendiriyor. Buralardan verilen bağlantılar, arama motorlarının gözünde direkt birer pazarlama emek harcaması olmayabildiği için en baştan birkaç adım önde başlıyorlar ve katkıları da daha büyük oluyor.
Elbet burada bağlantı çöplüğüne dönüşmüş olmak diye bir gerçek var. Eh bunu gözlemlemek de potansiyel müşteriler olan sizlere kalmış durumda. İçeriğin, reklamlara olan oranlarını ölçebilirsiniz ki bu sitelerde banner reklamlar da görmeye alışık olduğumuz reklam türleri. İçeriğin reklama olan oranı onda bir oranını aşmadıkça bir mesele olamayacağını düşünebiliriz. Eğer her tarafı reklam doluysa ve son aylarda reklamın içeriğe oranı yarı yarıya diyebileceğimiz bir duruma geldiyse koşarak kaçabiliriz.
Burada bir öteki eleştiri nokta da normal olarak sitelerin içerik türlerinin, bağlantı verdikleri siteye kategorik yakınlığı olacaktır. Eğer ses ve müzik sistemleri üstüne bir siteye backlink almak istiyorsanız, bir odyofil bulup, onun sitesinden emek harcama yapmanızda büyük yarar vardır.
Kişisel blog sitelerinin bu avantajları, bununla birlikte kişisel blog sitesi açmak için sizi teşvik edebilir efendim. Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bekliyoruz.