Devasa şirketleri düşünelim. Bu oluşumların adıyla beraber hafızamızda canlanan ikonik logo tasarımları oluyor değil mi? Peki, niçin bazı firmalar onları aklımıza getiren logolarından aniden vazgeçiyor? Niçin, başlangıçta kullananların çoğu zaman sevmeyeceği bu tasarımsal farklılığı tercih ediyorlar?
Bununla beraber, bahsettiğimiz logo değişikliklerini her firmanın yapmadığını izah edelim. Bazı logolar markalarla o denli özdeş bir hale geldiler ki artık onları ayırmak hakikaten de marka değerlerini alt üst edebilir. Sadece bu riski bile isteye göğüsleyen markalarla da karşılaşıyoruz ve bu yazımızda gayemiz oldukça yürekli olan bu hamleyi ele almak olacak.
Tamam, tamam. Klişe bir alt başlıktan ilerlenemeyecek kadar yenilikçi bir duruştan bahsediyoruz. O yüzden asla yapmadım sayın olur mu? Görsel akımlar oldukça değişken unsurlar. 2000’li yılların sonlarına kadar her yerde görmeye alıştığımız 3 boyutlu grafikleri düşünelim. Bugün asla ilgimizi çekmeyen bu tasarım türünü takip eden pek oldukca marka olmuştu. Oldukca yaşlı olmasa da grafik tasarım alanı bunun şeklinde pek oldukca akımın doğuşunu ve çöküşünü görmüş bir alan diyebiliriz.
Firmalar ve onların çalışanları bu aşamada görsel akımların peşinden giderek halkı bu aşamada da tavlamayı amaçlıyorlar diyebiliriz. Öteki bir taraftan bir şirket logo tasarımlarını birazcık önceki örnekte de belirttiğimiz şeklinde 3D bir vaziyete getirdiğinde, bu akım ortadan kalktığında logo ikonlaşmış olsa dahi değişmeye zorunlu kalıyor. Zira artık insanoğlu tarafınca beğenilmiyor.
Girişimleri başarıya ulaştıran şey çoğunlukla dinamik olmalarıdır. Büyük bankaların korkak hareket ettikleri bazı alanlarda mobil uygulamalar yürekli ve süratli adımlar atarak bankaların başaramadıklarını başarabilirler. Dolayısıyla kurumsal firmalar bu hantal ve kontrolcü tavırları yıkabilmek için strateji değişikliklerini devamlı deniyorlar. Yoksa yok oluş onlar için {hiç de} uzak diyarlarda olmayacak…
Logo değişiminin bu anlattıklarımla alakasını düşünebilirsiniz. Logo bir markaya duyulan güvenin ve markanın imajı açısından oldukca mühim bir başlıktır. Dolayısıyla değişiklik yapmak hakikaten de yürekli bir adımdır ve bu yürekli adımı girişimlerde oldukca kolay atılmasıyla görürüz. Kurumsal oluşumların da genç girişimleri yansılamak ettikleri için bu değişimi gerçekleştirdiklerini söylemek çok da fazla mantıksız olmayacaktır. Doğal ki mevzu taklitle sınırı olan değil. Bir logo değişiminin altında kullanıcılar için “Biz yenilikçiyiz ve moderniz” şeklinde anlamlar yatmaktadır. Ek olarak yeni görselin taşımış olduğu öteki renk ve simgesel anlamlar da firmanın duruşuyla direkt alakalıdır. Mesela şirket soğuk görüntüsünü yıkarak müşterisiyle samimi bağlar oluşturmak istiyorsa bunu başta grafik tasarım alanındaki değişiklikleriyle sağlamaya çalışacaktır.
Normal olarak bu değişiklik, şirket içi bir gelişimi hedefleyerek de yapılır. Toksik tembellik yukarıda da anlatmaya çalıştığımız şeklinde büyük markalarda oldukca can bunaltıcı bir başlıktır. Bu yüzden bu hantallığı kırmak isteyen markalar kendi elemanları için de “Hadi, başlıyoruz!” mesajı vermek için ikonik logolarından vazgeçebilirler. Bunu daha ilkin Google ve bilhassa Instagram için gördük. Sadece doğal ki mevzu yalnızca dijital alanda da geçerli değil. Birkaç ay ilkin Burger King de oturmuş olan ve ikonlaşan logosunu değişiklik yapma sonucu aldı.
Peki, siz sitelerinizde bu tip değişimler gerçekleştiriyor musunuz? Büyük bir şirket logosunu değiştirdiğinde gözünüz kolayca alışabiliyor mu? Yorumlarda görüşelim.
Bununla beraber, bahsettiğimiz logo değişikliklerini her firmanın yapmadığını izah edelim. Bazı logolar markalarla o denli özdeş bir hale geldiler ki artık onları ayırmak hakikaten de marka değerlerini alt üst edebilir. Sadece bu riski bile isteye göğüsleyen markalarla da karşılaşıyoruz ve bu yazımızda gayemiz oldukça yürekli olan bu hamleyi ele almak olacak.
Değişmeyen Tek Şey Değişimin....
Tamam, tamam. Klişe bir alt başlıktan ilerlenemeyecek kadar yenilikçi bir duruştan bahsediyoruz. O yüzden asla yapmadım sayın olur mu? Görsel akımlar oldukça değişken unsurlar. 2000’li yılların sonlarına kadar her yerde görmeye alıştığımız 3 boyutlu grafikleri düşünelim. Bugün asla ilgimizi çekmeyen bu tasarım türünü takip eden pek oldukca marka olmuştu. Oldukca yaşlı olmasa da grafik tasarım alanı bunun şeklinde pek oldukca akımın doğuşunu ve çöküşünü görmüş bir alan diyebiliriz.
Firmalar ve onların çalışanları bu aşamada görsel akımların peşinden giderek halkı bu aşamada da tavlamayı amaçlıyorlar diyebiliriz. Öteki bir taraftan bir şirket logo tasarımlarını birazcık önceki örnekte de belirttiğimiz şeklinde 3D bir vaziyete getirdiğinde, bu akım ortadan kalktığında logo ikonlaşmış olsa dahi değişmeye zorunlu kalıyor. Zira artık insanoğlu tarafınca beğenilmiyor.
Logo Değişimi Hantallıktan Kurtuluşun Yolu
Girişimleri başarıya ulaştıran şey çoğunlukla dinamik olmalarıdır. Büyük bankaların korkak hareket ettikleri bazı alanlarda mobil uygulamalar yürekli ve süratli adımlar atarak bankaların başaramadıklarını başarabilirler. Dolayısıyla kurumsal firmalar bu hantal ve kontrolcü tavırları yıkabilmek için strateji değişikliklerini devamlı deniyorlar. Yoksa yok oluş onlar için {hiç de} uzak diyarlarda olmayacak…
Logo değişiminin bu anlattıklarımla alakasını düşünebilirsiniz. Logo bir markaya duyulan güvenin ve markanın imajı açısından oldukca mühim bir başlıktır. Dolayısıyla değişiklik yapmak hakikaten de yürekli bir adımdır ve bu yürekli adımı girişimlerde oldukca kolay atılmasıyla görürüz. Kurumsal oluşumların da genç girişimleri yansılamak ettikleri için bu değişimi gerçekleştirdiklerini söylemek çok da fazla mantıksız olmayacaktır. Doğal ki mevzu taklitle sınırı olan değil. Bir logo değişiminin altında kullanıcılar için “Biz yenilikçiyiz ve moderniz” şeklinde anlamlar yatmaktadır. Ek olarak yeni görselin taşımış olduğu öteki renk ve simgesel anlamlar da firmanın duruşuyla direkt alakalıdır. Mesela şirket soğuk görüntüsünü yıkarak müşterisiyle samimi bağlar oluşturmak istiyorsa bunu başta grafik tasarım alanındaki değişiklikleriyle sağlamaya çalışacaktır.
Normal olarak bu değişiklik, şirket içi bir gelişimi hedefleyerek de yapılır. Toksik tembellik yukarıda da anlatmaya çalıştığımız şeklinde büyük markalarda oldukca can bunaltıcı bir başlıktır. Bu yüzden bu hantallığı kırmak isteyen markalar kendi elemanları için de “Hadi, başlıyoruz!” mesajı vermek için ikonik logolarından vazgeçebilirler. Bunu daha ilkin Google ve bilhassa Instagram için gördük. Sadece doğal ki mevzu yalnızca dijital alanda da geçerli değil. Birkaç ay ilkin Burger King de oturmuş olan ve ikonlaşan logosunu değişiklik yapma sonucu aldı.
Peki, siz sitelerinizde bu tip değişimler gerçekleştiriyor musunuz? Büyük bir şirket logosunu değiştirdiğinde gözünüz kolayca alışabiliyor mu? Yorumlarda görüşelim.