Akıllı Telefonlar Fotoğrafçılığı Neden Öldüremiyor?

Her geçen yıl kendisini oldukca ayrı seviyelere taşımayı başarabilen akıllı telefonları kamera teknolojisi iyi mi oluyor da bir meslek olarak fotoğrafçılığı öldüremiyor? Iyi mi oluyor da fotoğrafçılar hâlâ ellerinde makinalarıyla, çektikleri pozlarla gelir elde etmeye devam ediyor? Eh gelin açıklamaya çalışalım.

Ilk olarak şunu izah edelim. Bu yazımız akıllı telefonların fotoğraf teknolojileri üstüne derinlemesine konuştuğumuz bir yazı olmayacak. Bir ihtimal yüzeysel olarak bazı notları paylaşmamız gerekebilir sadece fazlası için ayrı bir yazı daha doğru olacaktır. Zira burada mevzumuz daha değişik. Çözmeyi amaçladığımız aslolan nokta, fotoğrafçılık mesleğinin neredeyse asla güç kaybetmeden ayakta kalabilmiş olması. Teknoloji bu denli her insana yayılmışken bu iyi mi olabiliyor ki sahiden? Kağıt üstünde bir fotoğrafçının haiz olduğu aygıt ile, sokaktaki herhangi birisinin cep telefonu neredeyse aynı güçlerde. Peki, iyi mi oluyor da biz fotoğrafçıların kapısını tıklatmaya hâlâ gereksinim duyuyoruz?


akilli-telefon-fotografciligi.png


Okumayı Doğru Yapmak Gerekiyor​


Elbet artık, albüm doldurmak için fotoğraf stüdyolarını fizyolojik olarak daha azca ziyaret ediyoruz. Dijital hafızalarda aynı hisleri paylaşabiliyor muyuz bu bir sual işareti. Sadece daha düşük harcamayla tercih edildiklerini söylemek oldukça kolay değil mi? Sonuçta telefonlarımızın hafızaları onlarla beraber gelirken, çıkartmak istediğimiz her fotoğraf için ödeme yapmamız gerekiyor.

Sadece bundan dolayı fotoğrafçılara uğramıyor olmamız, onların aslolan işlerini de yapmadıkları anlamına gelmiyor. Fotoğrafçılar, emin olun ya da inanmayın hâlâ bol miktarda deklanşöre basıyorlar. Bunu bir tek devlet dairelerinde kullanmamız ihtiyaç duyulan vesikalık fotoğraflarımızı çekerken de yapmıyorlar. Düğünlerde, etkinliklerde, marka ve ürün çekimlerinde hâlâ onların hizmetlerinden faydalanıyoruz. Sahi cep telefonlarımızın arkasındaki çoğul kameralarla düğün fotoğraflarımızı niçin çekmiyoruz ki? Eh bunun iki sebebinden bahsedebiliriz, birincisi teknoloji, diğeriyse birazcık daha karışık.


İşin Teknoloji Yönü​


Mevzunun teknoloji kısmında iki ayrı bölüm dikkat çekiyor. Kamera özellikleri, günümüzde hâlâ çoğunlukla etiketten ibaretler. Aynasız ve kuvvetli DSLR fotoğraf makinalarının aksine, bu cihazlarda bir çok kullanıcı ustalaşmış lenslere ya da geniş sensörlere haiz değil. Elbet hakikaten leziz kalitede videolar çekebilen, mükemmel zoom kapasiteleri barındıran telefonlar görebiliyoruz. Sadece bunlara karşın bir fotoğraf makinasından çıkan RAW görüntü, orta segment bir telefondan çıkan JPG’ye bakılırsa fark edilir bir halde göze hitap ediyor.

Deneyim, Kabiliyet, Meslek​


Teknoloji kısmından yüzeysel olarak bahsettiğimize bakılırsa mühim öteki mevzuya geçebiliriz. Fotoğrafçılar, hayatlarını bu işi yaparak kazanacak ve geçimlerini sağlayacak kabiliyete ve tecrübeye sahipler. Bu da standart bir kullanıcının çekmiş olduğu görüntüyle, fotoğrafçının çekmiş olduğu görüntü arasına fark koyuyor. Fotoğrafçı alan derinliğinden nerede faydalanacağını, hangi lensi hangi durumda kullanacağını bilirken, bir telefon sahibi bir tek insanları kadraja sığdırmakla ilgilenebilir. Fotoğrafçı, öteki fotoğrafçıların kompozisyon çalışmalarına göz atarak, renk mutfaklarını incelerken, akıllı telefonumuzu elimize aldığımızda ‘Peyniiir’ demek aklımıza gelebilir.

İşte bu uzmanlıkların, tekil fotoğraflarda hâlâ gözle görülebilir farklar yaratıyor olması da mesleği, teknoloji yaygınlığına yem etmemiştir diyebiliriz. Peki, sizin bu durumla ilgili görüşleriniz neler? Yorumlarda bizimle paylaşır mısınız?
 
Üst Alt