Akıllı Telefonların Gölgede Kalan Yüzü

Cep Telefonları piyasaya sürüldüğü ilk andan itibaren toplumların ilgisini çekti. Yaşamamıza dahil olan bu gelişen teknolojinin ürünü, hayatımıza kolaylık getirirken, teknoloji ile doğru orantılı olarak sürekli gelişirken, günlük yaşamın daimi bir parçası ve iletişim olgusunun baş aktörü durumuna geldi. Kısıtlı kullanım özelliğine sahip tuşlu telefonlar, büyük ekranlı ve kısıtlı multi medya özelliğine sahip telefonlara, bu telefonlar da, full multi medya özellikleri ile değişen ekran özelliklerinde ve dokunmatik telefonlara evrildi. İlk cep telefonu tipinden son telefon türüne ilerleyen süreç, doğal olarak teknolojinin gelişimine bağlı uzun bir periyotta gerçekleşti. Akıllı telefonlar birer iletişim aracı olmaktan ziyade bir cep bilgisayarı olarak da nitelendirildi. Özellikleri bu doğrultudaydı ve modern teknolojinin geldiği son noktaydı. Hemen benimsendi, çok sevildi ve her cebe girdi. Teknolojinin getirdiği yeniliklere sahip özellikleri, sosyal medyanın gelişimine, farklı hobilerin benimsenmesine ve basit bir iletişim aracının çok ötesinde yeni bir konumun en tepesine yerleştirilmesini sağladı. Hayatlara o denli çabuk dahil oldu ve benimsendi ki, arka planda kalan yada çalışma biçimine bağlı olarak getirdiği bazı olumsuzluklar, fark edilmedi, önemsenmedi, gözardı edildi. SAR, (Specific Absorption Rate) yani Özgül Soğurma Oranı, teknolojik özellikleri ve kablosuz kullanımı hızla artan artan akıllı telefonların model ve kullanımına göre, metabolizmanın maruz kaldığı radyasyon seviyesidir. Bir telefon almaya karar verdiğinde kişinin seçimini etkileyen faktörler telefonun işlemci, ram ve kamera gibi donanımları oluyor. Buna bağlı olarak fiyat aralığı ve ekran özelliklerine göre alacağı telefonu belirliyor. SAR değeri gibi sağlığı yakından ilgilendiren bir hususu bilinçli yada bilinçsiz olarak gözden kaçırıyor. Teknoloji - Sağlık dengesindense, Teknoloji - Fiyat dengesini ön planda tutuyor. Bu durum sıklıkla toplumsal bir akım yada "herkeste var ben de neden olmasın?" güdüsünden kaynaklanıyor. Bir ürünü elde etmek adına harcanan çaba, o ürünün olası yan etkilerini bilmeden harcandığında sonuçları farklı olmakta.

Teknolojinin Getirdiği Bedensel Yük

Teknoloji toplumların hayatlarını kolaylaştırırken karşılığında aldığı bedel sadece ürünün fiyatı olmaz. Teknoloji gelişmiş ürünleri bireylerin yaşamına dahil ederken, sağlık ve yaşamsal öğelerine de direkt etki edebilir. Akıllı telefonlarda bulunan SAR, ürünün model ve tipine göre değişiklik gösterse de, hepsinde mevcut durumda. En bilinen yan etkileri arasında;

İnaktif Durumda Olan Beyin Tümörlerini Tetiklemek
İç Organ Hasarı yada Fonksiyon Bozuklukları
Baş Bölgesinde Kullanımdan Dolayı Artış Gösteren Kafa İçi Basıncı
Kadınlarda Doğurganlıkta Azalma ve Erkekte Testis Fonksiyon Bozukluğuna Bağlı Sperm Sayısında Düşüş


Uzmanlar akıllı telefon kullanıcılarına basit kullanım tedbirleri önermekte. Telefon görüşmelerinin mümkün mertebe bir kulaklık vasıtasyla cihazı kafa bölgesinden uzak tutarak görüşmeyi gerçekleştirmenin, kafa bölgesinin maruz kaldığı radyasyon oranını azaltığı biliniyor.
Model seçiminde SAR değerleri hakkında bilgili ve bilinçli olmak, ürün seçimini buna göre gerçekleştirmek yine önemli.
Akıllı telefonların kadın ve erkekler için cepte taşınması, stand-by durumunda olsa dahi genital bölgeye yakın olması nedeniyle sakıncalı. Çanta ya da farklı bir cep bölümünde taşınması öneriliyor. Teknolojinin getirdiği her yeniliği ve sürekli yenilenen ürün tiplerini, olası zararlı etkilerini bilerek ve bilinçli olarak kullanmak, sağlıklı yaşamın istikrarı için gerekli. İnsan için Teknoloji ve Sağlık için Teknoloji dengesi, bireylerin farkındalığı ile gerçekleştirilebilir.


sar.jpg
 
Üst Alt