Akıllı telefonlar beş yıl önceye bakılırsa oldukça değişik bölgelere gelmeyi başardılar. Eskiden de iyi fotoğraflar ve videolar çekebiliyorlardı elbet. Sadece artık bugün ulaştıkları düzey gözle görülür derecede değişik. Peki, tüm bunlara karşın yaşadıkları mesele nedir ve eksiğin deposu nereden geliyor? Gelin bu yazımızla yanıt arayalım ne dersiniz?
Ilk olarak yeni nesil telefonlarda çoğunlukla gördüğümüz birkaç noktadan konuşalım. Bu sayede neleri iyi yaptıkları ortaya çıksın. Sadece bundan da ilkin bir şeyi izah edelim. Mobil cihazlarımızın kameralarını üreten birkaç değişik marka bulunuyor. Bunlardan adını en oldukca duyduklarınızdan birisi Sony. Bildiğiniz şeklinde Sony bununla birlikte aynasız kameralarıyla ustalaşmış fotoğrafçılara da hizmet ediyor. Şu demek oluyor ki alanının gerçek uzmanı, bununla birlikte büyük akıllı telefonu markalarıyla da beraber hareket ediyor. Dolayısıyla ortada ‘know-how’ kaynaklı bir mesele yok. Kuvvetli bir fotoğraf makinasıyla, üst düzey bir telefonun içinde yer edinen fark birazcık daha teknik kalıyor.
Oyun değiştiren büyük hamleler gördük sadece farkın deposu 2010 senesinde her neyse, bugün de tam olarak o. Full Frame, aynasız, DSLR, orta format… Aklınıza hangi türde makina getirirseniz getirin bir şey değişmeyecek. Bu aletler fotoğrafı belirli ve oldukça başarıya ulaşmış bir seviyede işleyebiliyorlar. Bunu telefonlar da yapabiliyor ki bir alt başlıkta daha detaylı bahsedeceğiz. Sadece telefonlar milimetrik olarak ifade edebileceğimiz dar sensörlere sahipken ışık oyunlarını maalesef pek algılayamıyorlar. Buna karşılık işi tam anlamıyla bu olan fotoğraf makinalarında oldukça büyük sensörler görüyoruz. Dolayısıyla geçtiğimiz on yıl içinde üretilmiş herhangi bir cihazla, istediğiniz ışık oyununa yönelik fotoğrafı işleyebileceğiniz sensörler bu donanımlar için alışılageldik şeyler. Telefonlar işte bu aşamada hemen hemen istediğimiz randımana tam olarak yanıt veremiyorlar.
Bugün iki kategoriden hangisinin pazar alanı daha geniştir dersiniz? Yanıtını bildiğimiz sorularla zaman harcamayalım değil mi? İşte telefonların da bu şekilde bir pozitif yanları var. Dolayısıyla onlar için yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin de hakkını yemeyelim. Donanım olarak geniş açı objektiflerinin de telefon kasalarına eklenmesi ve kamera sayısının bu yöntemle arttırılması gerçek bir oyun değiştiriciydi ve meydana getirilen yatırımların tesirini görmemizi sağlamış oldu diyebiliriz.
Ek olarak oldukca mühim bir öteki atılım alanı da kesinlikle mevzunun yazılımsal boyutu. Buna eski telefonlarla, daha yeni olanlar arasındaki fotoğrafın cihazda kapladığı alan açısından da bakabilirsiniz. Sıkıştırma alanındaki ilerleyiş, fotoğraf kalitesi mevzusunun peşinde kalmaya başladı. Doğal ki tek gelişme bu da değil. Suni zekâ alanında yaşanmış olan sıçrayışlarla fotoğraflara, kuvvetli lenslerle sağlanabilen alan derinliği şeklinde faktörler kazandırılabilmeye başladı. Bu örnek yazılımın sağlamış olduğu avantajlara yalnızca ufak bir örnek olarak verilebilir. Bununla beraber yakınlaştırmayla görüntü kalitesinin korunması, fotoğraf modları, extra ayarlarla yazılımlardan destek alınması şeklinde onlarca yön, bu pazar alanının iyi mi bir güçle ilerlediğini bizlere gösteriyor. Bir ihtimal bazı teknik yönlerde atasını asla yakalayamayacak olsa da, telefonların hakkını yiyecek olmaz. Fark kapanmış oldu kapanacak…
Sizin bu teknolojilerle ilgili görüşleriniz neler? Aralarındaki farkı gözünüzle seçebiliyor musunuz? Yorumlarda görüşelim efenim.
Ilk olarak yeni nesil telefonlarda çoğunlukla gördüğümüz birkaç noktadan konuşalım. Bu sayede neleri iyi yaptıkları ortaya çıksın. Sadece bundan da ilkin bir şeyi izah edelim. Mobil cihazlarımızın kameralarını üreten birkaç değişik marka bulunuyor. Bunlardan adını en oldukca duyduklarınızdan birisi Sony. Bildiğiniz şeklinde Sony bununla birlikte aynasız kameralarıyla ustalaşmış fotoğrafçılara da hizmet ediyor. Şu demek oluyor ki alanının gerçek uzmanı, bununla birlikte büyük akıllı telefonu markalarıyla da beraber hareket ediyor. Dolayısıyla ortada ‘know-how’ kaynaklı bir mesele yok. Kuvvetli bir fotoğraf makinasıyla, üst düzey bir telefonun içinde yer edinen fark birazcık daha teknik kalıyor.
Farkın Adı Sensör Boyutu
Oyun değiştiren büyük hamleler gördük sadece farkın deposu 2010 senesinde her neyse, bugün de tam olarak o. Full Frame, aynasız, DSLR, orta format… Aklınıza hangi türde makina getirirseniz getirin bir şey değişmeyecek. Bu aletler fotoğrafı belirli ve oldukça başarıya ulaşmış bir seviyede işleyebiliyorlar. Bunu telefonlar da yapabiliyor ki bir alt başlıkta daha detaylı bahsedeceğiz. Sadece telefonlar milimetrik olarak ifade edebileceğimiz dar sensörlere sahipken ışık oyunlarını maalesef pek algılayamıyorlar. Buna karşılık işi tam anlamıyla bu olan fotoğraf makinalarında oldukça büyük sensörler görüyoruz. Dolayısıyla geçtiğimiz on yıl içinde üretilmiş herhangi bir cihazla, istediğiniz ışık oyununa yönelik fotoğrafı işleyebileceğiniz sensörler bu donanımlar için alışılageldik şeyler. Telefonlar işte bu aşamada hemen hemen istediğimiz randımana tam olarak yanıt veremiyorlar.
Fakat Eksiklik Değişik Bir Kulvardan Kapanıyor
Bugün iki kategoriden hangisinin pazar alanı daha geniştir dersiniz? Yanıtını bildiğimiz sorularla zaman harcamayalım değil mi? İşte telefonların da bu şekilde bir pozitif yanları var. Dolayısıyla onlar için yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin de hakkını yemeyelim. Donanım olarak geniş açı objektiflerinin de telefon kasalarına eklenmesi ve kamera sayısının bu yöntemle arttırılması gerçek bir oyun değiştiriciydi ve meydana getirilen yatırımların tesirini görmemizi sağlamış oldu diyebiliriz.
Ek olarak oldukca mühim bir öteki atılım alanı da kesinlikle mevzunun yazılımsal boyutu. Buna eski telefonlarla, daha yeni olanlar arasındaki fotoğrafın cihazda kapladığı alan açısından da bakabilirsiniz. Sıkıştırma alanındaki ilerleyiş, fotoğraf kalitesi mevzusunun peşinde kalmaya başladı. Doğal ki tek gelişme bu da değil. Suni zekâ alanında yaşanmış olan sıçrayışlarla fotoğraflara, kuvvetli lenslerle sağlanabilen alan derinliği şeklinde faktörler kazandırılabilmeye başladı. Bu örnek yazılımın sağlamış olduğu avantajlara yalnızca ufak bir örnek olarak verilebilir. Bununla beraber yakınlaştırmayla görüntü kalitesinin korunması, fotoğraf modları, extra ayarlarla yazılımlardan destek alınması şeklinde onlarca yön, bu pazar alanının iyi mi bir güçle ilerlediğini bizlere gösteriyor. Bir ihtimal bazı teknik yönlerde atasını asla yakalayamayacak olsa da, telefonların hakkını yiyecek olmaz. Fark kapanmış oldu kapanacak…
Sizin bu teknolojilerle ilgili görüşleriniz neler? Aralarındaki farkı gözünüzle seçebiliyor musunuz? Yorumlarda görüşelim efenim.