Kimi zaman internette rastgele bir halde gezerken ya da forumda yeni oluşturulan sitelere göz atmak için mevzuları ziyaret ederken karşıma mükemmel içeriklerle donatılmış adresler çıkıyor. İsimleri dahi sanat kokan bu adreslerde yer edinen içeriklere insan fikir tam düşüyor. “Yeni başka ne öğrenebilirim, gördüğüm başka hangi data beni cezp edecek?” diye sayfalarda geziyorum da geziyorum. Fakat biliyorum sevgili okur, bu derin bir tutku ve bir o denli da duygusal kalıyor.
Bu web siteleri içinde yüksek grafikler sergileyen bazı adreslerin aklınıza gelebildiğini tahmin ediyorum. Alexa’da kötü diyemeyeceğimiz sıralamaları olan, muhtemelen entelektüel okur kitleleri sebebiyle alabildikleri reklamların neticesi olarak gösterim hayatlarını sürdürebilen bu sitelere söylenebilecek pek bir şey yok. Onlar esasen çeşitli kapıları aralamış durumdalar. Sadece bu öyleki bir kategori ki, 10 değil, sadece 100 siteden 1 tanesi kendisini bu şekilde konumlara getirebiliyor.
Genç bir zihin, felsefeyle, sosyolojiyle, sanatla ya da bilimle olan ilgisiyle yola çıkıyor. Bu alakası neticesinde yüzlerce ve hatta binlerce kelimelik yazılar yazabiliyor. Kendisi benzer biçimde bir arzu barındıran birkaç insan daha buluyor ve bu insanoğlu da gene benzer seviyelerde içerikler üretiyor. Bakmış olduğunuzda hakikaten de okura katkı sağlayabilen bu içerikler hakikaten editörlük bağlamında enfesler.
Arzu paylaşma dürtüsüyle de ortaya çıkabiliyor, sanat ortaya koymak ve bir iş üretmiş olmak dürtüsüyle de… Ender de görmüyoruz bu durumu söylediğim benzer biçimde, kendi çevremde de bu şekilde girişimlerde bulunanlar oldu, pek fazlaca site de gözlemledim. Burada hedeflenen şeyi anlayabiliyorum özetle. Oldukça naif ve hoş bir talep var.
İçerik üreticiliğinin gelir kaynağı çoğunlukla reklamlar. Bu web siteleriyle ilgiliyse temel zorun kalabalık kitlelere ulaşabilecek yapılarda olmamaları. Kısaca Descartes’ın adını pek çoğumuz biliyoruz sadece kaçımız onunla ilgili kaleme alınmış emsalsiz yazıların arayışına giriyoruz ki? Burada bir SEO odağından anlatmak zor. Bu siteler çoğu zaman toplumsal medya benzer biçimde kanallardan, kendilerine benzer seviyedeki okurlara ulaşmaya çalışıyor ve bunu şansları yaver giderse kısmen başarabiliyorlar.
Siteye giren kullanıcı sayısı, sitelerin başarı göstermiş hallerinde dahi bu adreslere bir yaşam alanı çoğunlukla tanımıyor. İşte tam bu aşamada romantizmin dozunu arttırdığını görüyoruz. Sitelerdeki kaliteli içeriklere tutunan bu zihinler, duygusal bağları sebebiyle “Para kazanmasak da olur, site ayakta kalsın” diye düşünüyorlar. Sadece maddiyat maalesef mühim bir unsur efendim.
Maddi zorluklarla cebelleştikleri aylar, gönüllü yazarların ve yöneticilerin şevklerinin kırılması sitenin o kapanmaya mahkûm kapıları arasındaki son umutları da ortadan kaldırıyor. Romantizm yerini realizme bırakıyor ve bu siteler aramızdan haberimiz dahi olmadan ayrılıyorlar. Olan ne mi oluyor? Verilen o nadide emekler silinip gidiyor, tozlu raflardaki yerlerini dahi alamıyorlar. Bu romantizmden, en fazlaca bu açık zihinler yara alıyor.
Bu tip sitelerden takip ettikleriniz var mıdır? Görüşlerinizi merak ediyor ve yorumlarınızı bekliyoruz. Sağlıcakla kalınca.
Bu web siteleri içinde yüksek grafikler sergileyen bazı adreslerin aklınıza gelebildiğini tahmin ediyorum. Alexa’da kötü diyemeyeceğimiz sıralamaları olan, muhtemelen entelektüel okur kitleleri sebebiyle alabildikleri reklamların neticesi olarak gösterim hayatlarını sürdürebilen bu sitelere söylenebilecek pek bir şey yok. Onlar esasen çeşitli kapıları aralamış durumdalar. Sadece bu öyleki bir kategori ki, 10 değil, sadece 100 siteden 1 tanesi kendisini bu şekilde konumlara getirebiliyor.
Arzunun Deposu Oldukça Güzel
Genç bir zihin, felsefeyle, sosyolojiyle, sanatla ya da bilimle olan ilgisiyle yola çıkıyor. Bu alakası neticesinde yüzlerce ve hatta binlerce kelimelik yazılar yazabiliyor. Kendisi benzer biçimde bir arzu barındıran birkaç insan daha buluyor ve bu insanoğlu da gene benzer seviyelerde içerikler üretiyor. Bakmış olduğunuzda hakikaten de okura katkı sağlayabilen bu içerikler hakikaten editörlük bağlamında enfesler.
Arzu paylaşma dürtüsüyle de ortaya çıkabiliyor, sanat ortaya koymak ve bir iş üretmiş olmak dürtüsüyle de… Ender de görmüyoruz bu durumu söylediğim benzer biçimde, kendi çevremde de bu şekilde girişimlerde bulunanlar oldu, pek fazlaca site de gözlemledim. Burada hedeflenen şeyi anlayabiliyorum özetle. Oldukça naif ve hoş bir talep var.
Ana Problem Elbet Gelirler
İçerik üreticiliğinin gelir kaynağı çoğunlukla reklamlar. Bu web siteleriyle ilgiliyse temel zorun kalabalık kitlelere ulaşabilecek yapılarda olmamaları. Kısaca Descartes’ın adını pek çoğumuz biliyoruz sadece kaçımız onunla ilgili kaleme alınmış emsalsiz yazıların arayışına giriyoruz ki? Burada bir SEO odağından anlatmak zor. Bu siteler çoğu zaman toplumsal medya benzer biçimde kanallardan, kendilerine benzer seviyedeki okurlara ulaşmaya çalışıyor ve bunu şansları yaver giderse kısmen başarabiliyorlar.
Siteye giren kullanıcı sayısı, sitelerin başarı göstermiş hallerinde dahi bu adreslere bir yaşam alanı çoğunlukla tanımıyor. İşte tam bu aşamada romantizmin dozunu arttırdığını görüyoruz. Sitelerdeki kaliteli içeriklere tutunan bu zihinler, duygusal bağları sebebiyle “Para kazanmasak da olur, site ayakta kalsın” diye düşünüyorlar. Sadece maddiyat maalesef mühim bir unsur efendim.
Maddi zorluklarla cebelleştikleri aylar, gönüllü yazarların ve yöneticilerin şevklerinin kırılması sitenin o kapanmaya mahkûm kapıları arasındaki son umutları da ortadan kaldırıyor. Romantizm yerini realizme bırakıyor ve bu siteler aramızdan haberimiz dahi olmadan ayrılıyorlar. Olan ne mi oluyor? Verilen o nadide emekler silinip gidiyor, tozlu raflardaki yerlerini dahi alamıyorlar. Bu romantizmden, en fazlaca bu açık zihinler yara alıyor.
Bu tip sitelerden takip ettikleriniz var mıdır? Görüşlerinizi merak ediyor ve yorumlarınızı bekliyoruz. Sağlıcakla kalınca.