Pandeminin Bitişine Ne Kadar Hazırız?

Çin’de başlamış olan bir salgın hastalık birkaç ay içinde tüm dünyaya yayılarak bir pandemi haline geldi. Normal olarak bu sürece pek hazırlanamadan yakalandık ve maddi, içsel epey sarsıntılı bir dönem geçirdik. Maalesef oldukca fazla batan şirket ve kurum oldu sadece öteki bir taraftan krizden avantaj doğurabilen kıvrak zekâlı firmalarla da karşılaştık. Peki, durumun bitişine ne kadar hazırız?

Aşılama ülkemiz de dâhil olmak suretiyle dünyanın pek oldukca bölgesinde hızla devam ediyor. Bir taraftan virüsün çeşitli varyantları çıksa da şu ana kadar aşıların bu varyantları da kapsıyor olması insanoğlu olarak büyük şanslarımızdan birisi oldu. Ek olarak aşılamanın bu şekilde süratli gerçekleşmesi ve tamamlanması yanında bir şey daha getiriyor. Salgının nihayet sonunu görebiliyoruz, başka sorunlarla karşılaşmazsak insanlık olarak bir macerayı daha atlattık diyebiliriz. Son düzlüğe girdiğimiz bugünlerde konuşmamız ihtiyaç duyulan bir öteki mevzu da pandeminin bitişinden ve düzgüsel yaşamın başlayışından daha azca etkilenmenin yolları olacak. İnanın {hiç de} başlık yersiz değil.

Pandemi Koşullarına Alıştık​

Alışveriş internetten yapılır, kalabalık mekânlardan uzak durulur, dikkatli olmak lazım zira başımıza her şey gelebilir; hatta yatırımları da bir başka bahara bırakalım. Bu şekilde hissettiğimiz uzun bir süre geçirdik. Kemerlerin birazcık gevşetildiği dönemlerde bir restorana gittiğimizde fizyolojik müşteriyle şoka uğradıklarını siz de görmüş olmalısınız. Açılışa pek bir çok hazır sayılmaz sadece buna kolayca alışabileceklerini de düşünebiliriz. Bunlar oldukca kolay problemler.

Pandemi bittiğinde, ortalama iki senedir hayatlarımızı, ekonomik tutumlarımızı, davranış önceliklerimizi rehin almış olacak. Bizi bu duruma alıştırmış olacak. Birçok işletme operasyonlarını internetle entegre bir hale getirmek durumunda kaldı ve bu mevzuda atılımlar gerçekleştirmiş oldu. Gene asla küçümsenemeyecek sayıda şirket de fizyolojik tecim ile bağlarını bu zamanda tamamen kesti ve tüm çalışmalarını elektronik tecim ile yürütmeye başladı. Peki, günün sonuna geldiğimizde bu da bir mesele oluşturmayacak mı? Doğrusu dikkatli olmak gerekiyor efendim.

İnsanlar düzgüsel hayata döndüklerinde satın alma alışkanlıkları da eskisi kadar olmasa da fiziksele dönecek. Bu bazı yatırımları ve şirketleri de büyük bir riske sokacak. Bu mevzuda refleks geliştirmiş olan birçok şirket, pastanın hacim kaybetmesiyle ekonomik olarak güçlük çekecek şeklinde görünüyor. Gene üretim bantlarını genişletmiş olan maske, dezenfektan, kolonya üreticileri için de durum pek değişik sayılmaz. Daha ilkin adını dahi duymadığınız kaç yeni kolonya üreticisiyle tanıştınız bu zamanda? Peki, hastalık unutulduğunda bu üreticilere ne olacak? Iyi mi ayakta kalacaklar? İşte buna da hazırlanmak mühim.

O kadar da Kötümser Olmaya Gerek Yok​

Söylediklerimin kuruntu bulunduğunu belirterek kendimle çelişmeyeceğim yanlış anlamayın. Gene de dikkatli olma şartıyla kötümserliğe asla gerek yok. Pandeminin ilk aylarında sistemin kökten çökeceği şeklinde bir inanç yayılmıştı. “İşte kapitalizmin sonu!” minvalinde azca mı yazı okuyup, video izledik? Iyi mi ki kapitalizmin sonu pandemiyle gelmedi, salgının sonuyla da gelmeyecek. Hatta muhtemelen hastalığın ilk aylarına nazaran daha minik bir mesele olacaktır.

Salgın sizin iş düzeninizi ve modelinizi iyi mi etkiledi? Bitişi bir mesele olacak mıdır? Yorumlarda görüşelim.