İşlerimizin Dijitalde Olması Ekran Bağımlılığına Neden Olmamalı

scrop

Eski üye
Katılım
8 Nis 2022
Mesajlar
127
Tepki
4
İşleri vizyonun karşısında olan biz, kazanç elde edebilmek için günümüzün belirli saatlerini cihazlarımızın başlangıcında geçiriyoruz. Sadece bu bir bağımlılık değil, yükümlülük olmuş halde. Bununla birlikte bu bir bağımlılığı da tetiklememeli.

Meydana gelen her işin kendince dezavantajları var. Kimisi yanında bel ağrısını getiriyor, kimisi yoğun ses gürültülerini. Başlangıçta dijital işlerle çalışmanın dezavantajları içinde ekran bağımlılığı da görünüyor olabilir sadece biz biliyoruz ki yaptığımız işlerin çoğunu bağımlı olduğumuzdan dolayı yapmıyoruz. Çoğumuz yoğun dönemlerimizde bırakın oyunlarda saatler geçirmeyi, açıp kısa bir video izleyecek süre dahi bulamıyoruz. Dolayısıyla bağımlılık bu işin organik getirisi değil, sadece riski. Yeşilay, ISOC benzer biçimde oluşumlarla beraber psikoloji ve kontakt literatürlerinde Ekran Bağımlılığı, Teknoloji Bağımlılığı, Oyun Bağımlılığı benzer biçimde kavramlar duymaya başladık, bunlar çeşitli farklılıklar içeriyor olsalar da bir taraftan yakın çizgilere de sahipler. Peki, bir dijital işçi iyi mi olacak da kendisini bunlardan ayrı tutmayı başarabilecek? Buyurun anlatalım.


ekran-bagimliligi.png


Verimli Emek verme Saatleriniz Var Değil mi?​


Asla birimiz bilgisayarlarımızın başlangıcında olduğumuz sürenin tamamında en verimli şekilde çalışmıyoruz. İşte bu verimli vakitlerin dışındaki sürelerde bilgisayarda olmanın önüne geçmeye çalışabiliriz. Normal olarak tam anlamıyla zamanımızı kurtarmak oldukca mümkün değil. Sadece imkânımız olduğu haliyle, boş vaktimizde bir toplumsal medya ana sayfası yenilemektense evcil hayvanımızla zaman geçirebiliriz değil mi? “Madem verimli çalışamıyorum, birkaç el League of Legends oynayayım.” Demek, bir süre sonrasında bizi bağımlılıklarımıza doğru götürecektir. Bunun yerine daha değişik, bolca keyifli alışkanlıklar oluşturabiliriz.


İş Dışı Zamanlarımızda Nelerle Meşgulüz?​


Aslına bakarsanız mevzu emek harcama saatlerimizle oldukca ilgili değil, bunu yazının başlangıcında da belirtmiştik değil mi? Bizi bağımlı kılan unsur günlük çalışmalarımıza karşılık gelen 8 ya da 10 saat değil, bunu zaruri bir durum daha oldukca. Bizi bağımlı kılan şey bu emek harcama saatlerimizin arkasından mesela 2 saat de tv seyretmek, bunun arkasından uyumadan ilkin birkaç saat telefonda toplumsal medya platformlarını denetlemek ve gün içindeki molalarımızda YouTube’da zaman geçirmek. Tüm bu tarz şeyleri topladığımızda hayatımızın neredeyse tamamını ekranlara kiralamış oluyoruz.

Normal olarak çağımızda kendimizi ekranlardan soyutlamak da oldukca mümkün sayılmaz. Sadece farkındayız değil mi? Birazcık detoksa hakkaten hepimizin ihtiyacı var. Bilhassa bizim benzer biçimde işlerini de monitörlerin karşısında gerçekleştiren insanların bağımlılığa kapılmalarının da oldukca daha kolay bulunduğunu söylemek lazım. Bu bağımlılıklar bizim genel mutluluğumuzun hep birkaç tık daha düşük kalmasına sebep oluyor, zira neredeyse hiçbirimiz vizyonun öteki tarafındaki kadar şatafatlı ve renkli dünyalara haiz değiliz. Bu dönemin kontrolünü kısmen de olsa elimize almak, ekrana ayırdığımız saatleri birazcık olsun azaltarak kendimizi değişik yönlere kanalize etmek ciddi pozitif tesirleri de bununla beraber getirecektir. Eğer bu yazı sizde “iyi de dönem bu şekilde bir dönem” algısı oluşturuyorsa, ihmal etmeyin bağımlılıkların maalesef kabullenmeme ve bahane üretme benzer biçimde tesirleri de bulunmaktadır.

Siz günde kaç saatinizi ekranlarla baş başa geçiriyorsunuz? Bundan dolayı ne benzer biçimde rahatsızlıklar duyuyorsunuz? Yorumlarda görüşelim.
 
Üst Alt